GRİP, SOĞUK ALGINLIĞI - NEZLE

Soğuk algınlığı, nezle, grip nedir? Farklı hastalıklar mıdır?

Solunum yollarını tutan iltihabi hastalıklarının % 70-90’ını oluşturan, soğuk algınlığı ve grip virüs denilen mikropların yol açtığı, kış aylarında en sık görülen, burun akıntısı, halsizlik, ateş, öksürük gibi bulgulara ve işgücü kaybına neden olan çevredeki insanlara kolayca bulaşan hastalıklardır.

Grip ve soğuk algınlığı aynı havayı soluyan kişilerin hapşırırken ya da öksürürken virüslerin ortama yayılması yoluyla bulaşabileceği gibi, hasta kişinin elinden başka insanlara virüslü salgıların bulaşması da hastalığın yayılmasında etkendir. Dolayısıyla sık el yıkanması bu tür hastalıklardan korunmak için son derece önemlidir.

 

En sık Hangi Mevsimlerde Görülür? Hangi tür mikropla oluşur?

 

Bu virüslere dünyanın her yerinde rastlanabilir. Her virüsün çoğalma koşulları farklı olduğundan havanın ısı ve nem derecesine göre her biri değişik mevsimlerde sık görülürler. Ülkemizde en sık olarak Eylül-Ekim ve Mart-Nisan aylarında pik yapmaktadır. Ancak değişimlerinin sık olduğu Mayıs – Haziran gibi yazın başlangıç ayları da bu tür hastalıkların arttığı ‘’Yaz Nezlesi ve Gripleri’’nin görüldüğü dönemlerdir.

Her ne kadar soğuk algınlığı ve grip halk arasında aynı hastalık gibi düşünülse de birbirinden farklı hastalıklardır. Her ikisinde de hastalık etkenleri, virüs denilen mikroplardır. Ancak bu hastalıkları oluşturan virüslerin türleri farklıdır. 

 

Grip Hangi Mikropla Olur? Ağır Bir Hastalık mıdır?

Grip enfluenza virüsleri tarafından oluşturulur.

Yoğun ateş,halsizlik yorgunluk şikayetlerinin de olduğu Son derecede bulaşıcı, 1-2 hafta süren Sonbahar-Kış-İlkbahar aylarında sık görülen daha ağır bir hastalıktır.

Son yıllarda dünyada önemli sağlık sorunlarına yol açan kuş gribi ,domuz gribi gibi hastalıklar çok sayıda ölümle sonuçlanmıştır.

Sıklıkla hapşırma, konuşma ve öksürme sonucu havaya yayılan küçük partiküller yoluyla yayılır. Grip virüsü üst solunum yollarına girdikten sonra 12 -72 saat arasında bulgular ortaya çıkmaya başlar.

İlk 3 gün en yoğun bulaşıcı dönemdir.

Bulguları başlangıçta nezle gibidir, fakat halsizlik daha şiddetlidir ve ek olarak yorgunluk, belde, bacak ve kollarda kas ağrıları, baş ağrısı ve ateşe yol açar. Beraberinde göz çevresinde ağrı, geniz akıntısı ve öksürükte olabilir.

Virüsün üst solunum yollarında yarattığı hasar, bakteri türü başka mikropların yerleşimini kolaylaştırmakta ve beraberinde sinüzit, orta kulak iltihapları, zatüre gibi ağır hastalıklara yol açabilmektedir.

Tedavide antibiyotiklerin yeri yoktur.

Ağır durumlarda antiviral dediğimiz ilaçlar kullanılabilir. Kuvvetli ateş düşürücü, ağrı kesiciler yanında rahatlatıcı pastiller ve burun açıcılar kullanılabilir.

 

Soğuk Algınlığı -Nezle Hangi Mikropla Olur? Nasıl Yayılır?

Nezle ve soğuk algınlıkları ; rinovirüs, adenovirüs, solunum yolları sinsityal virüsleri, korona virüslerin üst solunum yollarında ortaya çıkardığı çoğunlukla basit önlemlerle kolayca atlatılan bir hastalıktır.

Erişkinler ortalama yılda 2-4 kez nezleye yakalanmaktayken, çocuklarda bu sayı 6-8’i bulmaktadır.

Bu tür mikroplar vücutta ya da ellerde saatlerce canlı olarak kalabilmektedir. Özellikle; kreşler, okullar, çocukların bu tür enfeksiyonları kolaylıkla kapıp eve getirebilecekleri ortamlardır. Çocuklar bu ortamlarda birbirleri ile yakın temasta oldukları için, oyuncaklar yoluyla ya da el ele tutuşarak birbirlerine virüsü geçirmektedirler.

Mikrop burundan ve boğazdan girdikten itibaren kişide 2-3 gün içinde hastalık bulguları ortaya çıkmaya başlar. En erken bulgular halsizlik, hapşırma, burun akıntısı, boğazda kaşıntı, hafif ateş, koku ve tat duyusunda azalma şeklindedir. Sonraki birkaç günde şikayetler artabilir,seste boğuklaşma ve öksürük başlayabilir .

Bu dönemde diğer insanlara bulaştırıcılık en yüksek seviyededir.

Genellikle hastalık 1 hafta kadar sürer. Ancak vucut direncinin düştüğü durumlarda (yaşlılar, çocuklar, direnç bozukluğu olan kişiler, kalp ve şeker hastaları) iki haftayı bulabilmektedir.

Tedavide antibiyotiklerin yeri yoktur. Şikayetleri azaltacak basit ateş düşürücüler burun damlaları, pastil ve spreyler kullanılır.

Ayrıca soğuk hava,solunum yolu alerjileri, aşırı yorgunluk ve psikolojik stres gibi faktörler hastalığın sıklığında ve yayılmasında oldukça etkilidir. İstirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da faydalıdır.

 

Soğuk algınlığı, nezle, grip tedavisinde antibiyotikler etkili midir? Aşı gerekir mi?

Antibiyotikler sadece bakteri denilen mikroplara etkilidir, virüslere etki etmezler.  Dolayısıyla Grip ve soğuk alınlığında antibiyotiklerin tedavi edici etkisi yoktur.

Bilinçli toplum olarak virüslere antibiyotiklerin etki etmediği ve bu hastalıklarda iyileşmek için antibiyotik kullanmanın hem maddi kayıplara yol açacağı, hem de yanlış ilaç kullanımı nedeniyle toplum sağlığına zarar verileceği unutulmamalıdır. Hem şimdi hem de gelecek nesiller sağlığı için doktor önerisi dışında, kontrolsüz antibiyotik kullanmamalıdır.

Gripte ise İnfluenza virüslerine karşı hazırlanan aşılar uygulanabilir. Buna karşın soğuk algınlığına birçok farklı virüs türleri sebep olabildiği için bir aşı ile hepsine karşı bağışıklık oluşamaz. Bu nedenle soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklarda aşı uygulamasının da anlamı yoktur. 

 

Virüs nasıl yayılır? Kolayca buruna- boğaza girip yerleşebilir mi?

Burun vücudumuzun en önemli organlarından birisidir. Burundan nefes almak son derece önemlidir. Buradan geçen hava burun içinde konka dediğimiz ihtiyaca göre büyüyüp küçülebilen dokular ve salgılar sayesinde nemlendirilerek, ısıtılarak ve temizlenerek akciğere gönderilir.

Tüm vücudumuzda olduğu gibi burnumuzda da mikroplara karşı bir savunma sistemi vardır.

Burun içinden ve buruna açılan sinüs dediğimiz kemik içi boşluklardan salgılanan sümük salgısı ve bu salgıyı genze doğru sürükleyen çok ince tüycükler sayesinde bu mikroplar doku içine girmeden genze ve oradan da mideye gönderilerek mide asidiyle ortadan kaldırılır.

Bulaşma; hastaların mikrop içeren burun veya ağız salgılarıyla bulaşmış elleri ve eşyalarıyla ve daha sıklıkla da solunum ve hapşırma sırasında havaya yayılan parçacıklar içindeki virüslerin buruna –boğaza ulaşması ile olur. Hapşırık bazen o kadar güçlüdür ki ağızdan hapşırıkla çıkan havanın hızı, saatte 100 kilometreye ulaşmaktadır. Bu da virüslerin yayılmasını iyice kolaylaştırmaktadır.

 

Havaların ani ısı değişikliği soğuk algınlığı ve gribi tetikliyor mu? Hangi mevsimde daha sık görülür?

Yapılan araştırmalar havanın soğukluğunun, soğuk algınlığı hastalığının başlaması ve daha ağır seyretmesi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Özellikle ani ısı değişikleri ve soğuk hava, burun ve boğazdaki koruyucu hücreleri-salgıyı ve tüycüklerin hareketini bozarak mikrobun doku içine geçip yerleşmesine ve hastalık yapmasına neden olmaktadır. Hava değişimlerinin sık olduğu ve havanın soğuduğu dönemler bu tür hastalıklarında arttığı dönemlerdir. Psikolojik stres, solunum yollarını ilgilendiren alerji, adet dönemleri, hava kirliliği ve sigara da aynı nedenlerle mikrobik hastalıkları artırıcı etki göstermektedir.

 

Soğuk algınlığını ilk aşamada önlemek için ne yapabiliriz?

Bu tür mikropların yol açtığı hastalıların önlenmesinde kişisel temizlik önemlidir. Virüsler bulaştığı yerlerde bir süre canlı kalabildikleri için, bu yüzeylere temastan sonra virüsleri rahatlıkla buruna, ağıza ve gözlere taşıyabiliriz. Bunu engellemek için bu tür yerlere temastan kaçınılmalı, eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalı, hasta kişilerden uzak durulmaya çalışılmalıdır.

Hastalardan havaya yayılarak buruna-boğaza ulaşan mikropların dokuya girerek hastalık yapmasını önlemek için vücut direncini artıran, mikropların atılmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tıbbi ürünler ve ilaçlar kullanılabilir.

 

Kapalı mekânlarda yapılması gerekenler nelerdir?

Toplumsal yaşamın gereği kabalık ortamlar, toplu çalışma alanları, alış veriş merkezleri, toplu taşım araçları; soğuk algınlığı ve griplerin en sık bulaştığı alanlardır. Aynı evde bir hastanın olması da hastalığın kolayca ailenin diğer fertlerine geçmesine neden olur.

Uzun mesafeli uçak yolculukları; 200-400 kişinin aynı hava kaynağı ile birbirlerine mikrop bulaştırmalarını kolaylaştırır. Yabancı bölgelere yapılan seyahatler de o bölgedeki virüslerin alınmasına sebep olabilir. Klimalar da önemli risk faktörleri arasındadır; havadaki nemi aldıkları için burundaki koruyucu mukoza ortamını kuruturlar ve mikrobik hastalığa yatkın hale getirirler.
 

Soğuk algınlığı, nezle ve gripten korunmak için 10 öneri

        1  - Stresi azaltarak bağışıklık sistemini güçlendirmek.

        2  - Çevrenin kuruluğunu önlemek.

        3  - Mikrop bulaşma ihtimali yüksek olan para, kalem, klavye vb. ile temastan kaçınmak.

        4  - Uçakta klima ve havalandırma sistemleri nedeniyle olan artmış bulaşma riski için önlem almak.

        5  - Burunda mikropların öldürülmesini sağlayan doğal ilaçları kullanmak.

        6  - Çevrede hasta olan varsa teması ve ortak kullanım malzemelerini azaltmak.

        7  - Soğuğa karşı koruyucu olmak.

        8  - Burun pasajının açık ve temiz tutmak ve solunumu burundan yapmak.

        9. - Bazı koruyucu bitkisel ilaçları kullanmak.

       10 - Elleri yıkamadan asla buruna ve göze götürmemek.

 

Soğuk algınlığını önlemek neden önemlidir? Dünyada yaygınlığı ve getirdiği maliyet nedir?

Soğuk algınlığı tüm dünyada çok yaygın olarak rastlanan ve çok ciddi iş gücü kayıplarına, ekonomik kayıplara neden olan hastalık grubudur. Doktor ve sağlık çalışanlarının asıl görevi hastalık oluşmasını önlemek ve onu en erken safhada ortadan kaldırmaktır. Çok sık görülen bu hastalıkları önlemek kişisel sağlık açısından önemli olmak yanında toplumsal açıdan ve sağlık harcamalarının en aza indirilmesi açısından da önemlidir.

Sadece Amerika’da 1 yılda soğuk algınlığı nedeniyle yaklaşık 100 milyon muayene yapılmakta muayene ve ilaç ücretleri yaklaşık 10 milyar doları bulmaktadır. Ayrıca 150 milyon okul ve iş günü kaybı ile birlikte maliyet 20 milyar dolara ulaşmaktadır. Nüfus yapımız ve özelliklerimiz dikkate alındığında ülkemizde de ciddi bir maliyet oluştuğu hesaplanabilir.

Hastalığı oluşmadan önlemek, oluşursa da ilerlemesini durdurmak ve ortadan kaldırmak amaç olmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütünün desteğiyle bu konularda tüm dünyada çok sayıda çalışma ve araştırmalar yapılmakta, koruyucu pek çok ilaç ve yöntem önerilmektedir.

VALE HİZMETİ ÜCRETLİDİR.
(Kapalı otoparka LPG'li araç alınmaz.)