Sümük Nedir?
Sümük, solunum yollarının ilk koruyucudur.
Sürekli üretilen, günlük miktarı 500–1000 ml olup, İçerisinde %95 su, %3 organik maddeler enzimler proteinler ve %2 mineraller olan yapışkan bir sıvıdır.
Yoğunluğu ve yapışkanlığı ve asiditesi içeriğindeki maddeler ile ilgilidir ve dış hava şartlarına ısıya, neme ve mikrop varlığına göre değişkenlik gösterir. Kuruyunca kalın ve yapışkan bir kabuk halini alır.
Burun içinin nemli kalmasını sağlayarak solunum havasını nemlendir, ısıtır ve buruna gelen yabancı maddelerin, tozların ve polenlerin yapışarak tutulmasını ve mikropların öldürülmesini sağlar. Bir taraftan yeni sümük salgılanırken kirlenmiş olan sıvı burun içindeki gözle görülmeyen ince 7 mikron büyüklükteki tüycüklerin (silya) saniyede 250 ye varan titreşim hareketi ile arkaya, geniz boşluğuna doğru iletilip yutularak midede imha edilmesi sağlanır. Burun girişinde sümüğün yer değiştirmesi iki saat sürerken, iç ve orta kısımlarda 10 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşir. Böylece solunum havası akciğere mikropsuz, tozlardan arındırılmış sıcaklığı, vücut ısısına yaklaşmış ve nemlenmiş olarak iletilir
Sümük Salgısının artışı
Burundaki mikrobik hastalıklar, soğuk algınlığı, alerji, baharatlı yiyecekler, görevi vücuda giren zararlı maddeleri yok etmek olan burun salgısını artırır. Bu şekilde artan salgı ile daha kolay temizleme sağlanmaya çalışılır.
Soğuk hava burun içindeki ince tüycüklerin hareketini bozarak mikropların yerleşmesini ve hastalık yapmasını kolaylaştırır. Arkaya gönderilemeyen ve artmış olan salgı önden akar.
Alerji varlığında alerjenlerin solunum yollarına ve akciğere gitmesini önlemek için burun salgısı artar.
Kırmızıbiberde bulunan kapsaisin, sıvıyı inceltip akışkan hale getirerek doğal bir burun tıkanıklığını giderici görevi yapar.
Sümük bakteri, virüs gibi mikroplarla hastalık olduğunda miktarı artar. Başlangıçta koyu olmayan berrak sümük birkaç gün içinde koyulaşır, sarıdan yeşile değişen bir renk alır. Hastalık halindeki bu sümüğün arkaya, genize akan kısmı balgam olarak değerlendirilir.
Sümük Salgısının Azalması:
Birçok hasta bunu burunda kuruma olarak tanımlamaktadır.
Sigara, endüstriyel artıklar egzost kokuları burun mukozalarını tahriş ederek salgının azalmasına ve kuruluğa neden olabilirler. Salgı azalınca kıvamındaki ve içeriğindeki değişim nedeniyle genizde akıntı hissi yaratabilir.
Geniz akıntısı nedir?
Burun ve sinüs dediğimiz kemik içi boşluklardan salgılanan ve "silia" diye isimlendirilen ince tüycüklerle sürekli geriye doğru atılan bu salgı kayar biçimde genize, oradan da aşağıya yemek borusuna gönderilir, normal şartlarda farkına varılmadan, hissedilmeden yutulur. Hastalık durumunda koyuluğunda tadında olan değişiklikler sonucu bu salgının genizde hissedilir hale gelmesi geniz akıntısı olarak tarif edilir.
Geniz Akıntısında Salgı değişiklikleri
Artmış ince salgı: Üst solunum yollarının virüs dediğimiz mikroplarla oluşan, soğuk algınlığı gibi basit enfeksiyonlarında, alerjide, soğuk havada, parlak ışıkta, belirli yiyecek ve baharatlarda, hamilelik ve hormon değişikliklerinde, doğum kontrol hapları, bazı yüksek tansiyon hapları gibi değişik ilaçlar kullanıldığında ve burun tıkanıklığı yapan burun kıkırdak ve kemik eğriliklerinde, burun eti büyümelerinde görülebilir.
Artmış, kalın salgı: Burun akıntısı, koyulaşıp, sarı, yeşil renk almaya başlarsa, bakteri denilen mikroplarla sinüs ve burun enfeksiyonu gelişmiş demektir. Çoğunlukla, kışın soğuk havalarda, nemsiz, sıcak ev ve binalarda, kalabalık ortamlarda yaşayan kişilerde sık görülür. Bazı ileri alerji durumları da bu tür koyulaşmış ve rahatsız edici salgılara sebep olur. Çocuklarda, burun içinde yabancı cisimler(fasulye, kağıt, oyuncak parçası gibi) enfeksiyon ve koyu salgı oluşturur.
Azalan salgı: Aşağıdaki durumların herhangi birinde olabilir:
*Sigara dumanı, endüstriyel kirlilikler, otomobil egzozu gibi çevresel uyarıcılar, burun salgısını azaltır. Salgı azaldığında, normalden daha fazla koyulaşır ve aldatıcı olarak artmış mukus gibi hissedilebilir.
*Burun hava akımının düzgün olmasını engelleyen burun eğrilikleri de salgının azalması veya çoğalmasına sebep olabilirler.
*Yaş arttıkça, burun salgısı azalıp, koyulaşır. Bu, geniz akıntısı gibi hissedilebilir.
*Burnu döşeyen mukoza denilen dokunun bazı hastalıklarında da salgını üretimi ve akımı etkilenebilir.
Vazomotor rinit denilen ve alerjik olmadığı halde burun etinde şişmelerle oluşan hastalıkta burun, tıkalı, şiş ve ıslak hissedilir, değişikliklere karşı aşırı hassastır.
Geniz Akıntısında Şikâyetler
Geniz akıntısı, çoğunlukla boğaz ağrısı ve yanmasına yol açar. Boğaz kültüründe hastalık mikrobu üremese bile bademcik ve boğazdaki diğer dokularda şişlik oluşarak, boğaz rahatsızlığı, gıcık hissi, bir şey takılmış hissi, öksürük ve balgam oluşabilir.
Geniz Akıntısında Tanı
Tedaviye başlamadan önce, tetkikler yapmak ve doğru teşhise ulaşmak gerekir. Öncelikle tam bir kulak, burun, boğaz muayenesi ile gerekli laboratuar ve röntgen tetkikleri yapılmalıdır.
Geniz Akıntısında Tedavi
Başarılı bir tedavi ile geniz akıntısı ve boğaz şikâyetleri çoğunlukla düzelir. Tedavide salgının daha sıvı olmasına ve böylece daha kolay akıp kaymasına çalışılır. Özellikle, çok sıvı almayan yaşlılarda akıntı koyulaşır. Bu kişiler, günde en az 8–10 bardak su içmeli, kahve ve mümkünse idrar söktürücü ilaçlardan uzak durmalıdır.
Bakteriyel enfeksiyonlar: Antibiyotikler ile tedavi edilir. Ancak ilerlemiş ve kronikleşmiş sinüzitlerde sinüslerin açılması ve akıntının sağlanması için operasyon yapılması gerekebilir.
Alerji: Mümkünse, alerji oluşturan maddeden uzak durulmalıdır. Antihistaminik, dekonjestan, kromolin sodyum, kortizon türü ilaç ve spreyler, alerji aşıları kullanılabilir. Bazı hastalarda antihistaminiklerin, akıntının koyulaşmasına ve kurumasına sebep olarak şikayetleri artırabileceği unutulmamalıdır.
Gastroözefajeal reflü: Reflüyü azaltmak için yatarken başı yüsekte olmalı, yatmadan önce en az 2-3 saat yemek yememeli, kafein ve alkolden uzak durulmalıdır. Gerektiğinde mide asidini önleyici ilaçlar kullanılabilir.
Yapısal bozukluklar: Sinüslerin boşalmasını engelleyen ve kronik sinüzite yol açan burun eğriliği , burun duvarındaki keskin bir çıkıntı, salgıyı arttırabilir,koyulaştırabilir.. Burun duvarındaki bir delik, kabuklanmaya yol açabilir. Yapısı ve fonksiyonu bozulmuş burun etleri ve polipler de benzer problemlere yol açabilir.Sıklıkla tedavi cerrahidir.
Burun içinin iyice yıkanması, kalınlaşmış veya azalmış salgının uzaklaştırılmasını sağlayabilir. Bunun için özel hazırlanmış solüsyonlar kullanılmalıdır.